TARIM SEKTÖRÜNE YÖN VEREN GLOBAL TRENDLER
TREND 1: TARIMDA TEKNOLOJİ
Teknolojik gelişmeler birçok sektörde olduğu gibi tarım sektörünü de doğrudan etkilemektedir. Geleneksel tarım uygulamaları, tarım teknolojilerinin entegre olduğu modern tarıma doğru evrilmektedir. Tarımda teknolojinin kullanımı üretkenliği artırarak maliyetlerde düşüş sağlamakla beraber ülkelerin yarattığı katma değeri artırmaktadır. Bu teknolojik gelişmelere dair dört örnek aşağıda belirtilmiştir.
Akıllı sulama sistemleri, toprağın nemlilik seviyesini ölçerek topraktaki suyun kullanılıp kullanılmayacağı konusunda fikir veren sistemlerin entegrasyonu ile gerçekleşmektedir. Sistem, mahsulün su ihtiyaçları hakkındaki canlı verileri kullanmakta ve sulama işlemini buna göre yönetmektedir. Bu, fotosentez ve terlemenin maksimum seviyelerde gerçekleşmesini sağlamakla beraber verimi artırmakta ve daha kaliteli hasat sağlamaktadır.
Dikey tarımcılık, tarım için yeterli verimli alanların kalmaması senaryosu için alternatif sunan bir uygulamadır. Aydınlatma ve sulama sistemleri kullanılarak gerçekleştirilen bu yönteme İngiltere’de bulunan “Unit 84” örnek olarak verilebilir.
Otonom traktörler, makinelere yerleştirilen sensör, GPS ve radar sistemleriyle entegre şekilde makine öğrenmesinden de yararlanılarak geliştirilmektedir. Bu teknoloji, vasıflı işgücü arzındaki eksikliği tamamlamakta ve sürekli çalışabilir bir sistem ortaya çıkarmaktadır. Özellikle işgücü maliyetlerinde de önemli düşüş sağlayarak verimliliği artırmaktadır.
Veri toplama ile ilgili olarak ise drone teknolojisi kullanılabilmektedir. Drone bir yandan ilaçlama gibi aktiviteleri yürütürken diğer yandan da hasatların durumu hakkında aktif şekilde veri toplamaktadır. Veriler, mahsulün ihtiyaçları hakkında tahminleme yapılabilmesi için bulut teknolojisi ile entegre çalışmaktadır.
Türkiye’de teknolojik ilerlemelerin tarım uygulamalarını desteklemesi ve sürdürülebilir kılması adına yatırımlar yapılmaktadır. 2019 yılsonu itibariyle konu bazında uzmanlaşmış 24 adet Araştırma ve Eğitim Merkezi kurulmuştur. 17 adet Ar-Ge ve İnovasyon Merkezi’nin kurulmasına yönelik çalışmalar ise halen devam etmektedir.
TREND 2: ARTAN NÜFUS VE KENTLEŞME
2050 itibariyle dünya nüfusunun 9,5 milyara ulaşması beklenmektedir. Nüfustaki artış ile artması beklenen talebin, tarım sektöründeki eğilimleri de şekillendirmesi beklenmektedir. Dünya popülasyonundaki bu artış üretkenlik seviyesindeki artışı zorunlu kılacaktır. Dünya nüfusuna yetecek besinin sağlanması için 2050 yılına kadar mevcut üretimin 1,6 katına çıkması gerekmektedir.
Günümüzde dünya nüfusunun ancak %50’si kentlerde yaşarken, 25 yıl içinde şehirleşme oranının yarı yarıya artarak, insanların %75’inin kentlerde yaşayacağı öngörülmektedir. Kentlerdeki nüfus artışı ile birlikte oluşacak mega şehirlerin (20 milyon üzeri nüfusa sahip) sayısı da artacaktır.
Gerek nüfus gerekse de kentleşme seviyesindeki bu artış, tarım ürünlerinin arzını önemli ölçüde etkileyecektir. Artan talep ile birlikte bu talebin karşılanabilmesi, verimlilik ihtiyacını vurgulamaktadır.
Tarımda sürdürülebilir büyüme; birçok az gelişmiş ülke için yoksulluktan çıkış, refah artışı ve insani gelişme için en belirleyici faktör olacaktır. Büyüme ve refah artışını uzun vadede mümkün kılan ise verimlilik artışlarıdır. Verimlilik sayesinde artan katma değer, yüksek kârlılık olarak sermayedarlara, yüksek ücretler olarak çalışanlara ve düşük fiyatlar olarak tüketicilere geri dönmektedir.
Türkiye’de kentleşme oranı 1950’lerden bu yana artmaktadır; 2019 yılında il ve ilçe merkezlerinde yaşayanların oranı %93 olarak ölçülmüştür. Türkiye’de toplam nüfusun ise 2025’e kadar %7,2 artış ile 88 milyonu aşacağı beklenmektedir.
TREND 3: ARTAN NÜFUS VE KENTLEŞME
2050 itibariyle dünya nüfusunun 9,5 milyara ulaşması beklenmektedir. Nüfustaki artış ile artması beklenen talebin, tarım sektöründeki eğilimleri de şekillendirmesi beklenmektedir. Dünya popülasyonundaki bu artış üretkenlik seviyesindeki artışı zorunlu kılacaktır. Dünya nüfusuna yetecek besinin sağlanması için 2050 yılına kadar mevcut üretimin 1,6 katına çıkması gerekmektedir.
Günümüzde dünya nüfusunun ancak %50’si kentlerde yaşarken, 25 yıl içinde şehirleşme oranının yarı yarıya artarak, insanların %75’inin kentlerde yaşayacağı öngörülmektedir. Kentlerdeki nüfus artışı ile birlikte oluşacak mega şehirlerin (20 milyon üzeri nüfusa sahip) sayısı da artacaktır.
Gerek nüfus gerekse de kentleşme seviyesindeki bu artış, tarım ürünlerinin arzını önemli ölçüde etkileyecektir. Artan talep ile birlikte bu talebin karşılanabilmesi, verimlilik ihtiyacını vurgulamaktadır.
Tarımda sürdürülebilir büyüme; birçok az gelişmiş ülke için yoksulluktan çıkış, refah artışı ve insani gelişme için en belirleyici faktör olacaktır. Büyüme ve refah artışını uzun vadede mümkün kılan ise verimlilik artışlarıdır. Verimlilik sayesinde artan katma değer, yüksek kârlılık olarak sermayedarlara, yüksek ücretler olarak çalışanlara ve düşük fiyatlar olarak tüketicilere geri dönmektedir.
Türkiye’de kentleşme oranı 1950’lerden bu yana artmaktadır; 2019 yılında il ve ilçe merkezlerinde yaşayanların oranı %93 olarak ölçülmüştür. Türkiye’de toplam nüfusun ise 2025’e kadar %7,2 artış ile 88 milyonu aşacağı beklenmektedir.
Kaynak: https://www.kolayihracat.gov.tr