GIDA VE İÇECEK SEKTÖRÜNE YÖN VEREN GLOBAL TRENDLER
TREND 1: MARKET MARKALI ÜRÜNLER
İndirim mağazaların hızlı büyümesi market markalı ürünlerin sektördeki payını artırmaktadır. Global gıda perakendecileri içerisinde üst sıralamalara çıkan indirim marketleri; yüksek satın alma hacimleri, pazarlık kabiliyetleri ve fiyat avantajı gibi etmenler sayesinde diğer perakendecilere kıyasen daha hızlı büyümektedir. Bu durum da bu kanalın ürün portföyünün önemli kısmını oluşturan market markalı ürünlere olan talebi artırmaktadır.
Tüketici odaklı stratejilerin yaygınlaştığı günümüzde tüketicilerin market markalı ürünlere yönelik algıları değişmektedir. Her geçen gün önemini artıran bu kategori ürünleri ile ilgili olarak tüketicilere tercih etme sebepleri sorulmuştur. En önemli sebep olarak katılımcıların %71’u market markalı ürünlerin kalitesindeki iyileşmeleri söylemektedir. Yine katılımcıların %71’i tasarruf etme amaçlarını sebep olarak sunmaktadır. Tüketicilerin %65’i ise market markalı ürünlerin, diğer markalı ürünlere bir alternatif olduğunu söylemektedir.
Market markalı ürünlerin yükselişinde bir diğer önemli etmen ise “Premium” ürün pazarının da büyümesidir. Tüketicilerin birçoğu alışveriş kararlarını kategori bazında yapmaktadır. Bu durum da şirketleri kategori bazında uzmanlaşmaya zorlamaktadır. Birçok kategoride ise market markalı ürünler premium ürünlere karşı bir alternatif haline gelmektedir.
Türkiye’de de market markalı ürünlerin ağırlığı, satışı indirim marketlerinin yaygınlaşmaları ile artmaktadır. Dünyanın en büyük 250 perakendecisi arasında yer alan iki Türk marka da indirim marketleridir. Bahse konu lider indirim marketleri aynı zamanda 2013-2018 yılları arasında en hızlı büyüyen küresel 50 perakendeci arasında sırasıyla beşinci ve on dördüncü sırada yer almışlardır.
TREND 2: SAĞLIKLI VE HELAL ÜRÜNLER
Dünya genelinde artan sağlıklı beslenme trendi ile 2024’e kadar bu trende yönelik paketli gıda ürünlerinin hem ciro hem de tonaj bazında yüksek oranda büyümesi beklenmektedir. Sağlıklı paketlenmiş gıda sektörü incelendiğinde 2019 yılında yaklaşık 400 milyar dolarlık bir sektör iken 2024 yılına kadar yıllık ortalama %5’in üzerinde bir bileşik büyüme oranı ile 540 milyar doları aşması beklenmektedir. Sağlıklı ürünler kategorisi; tuz, şeker oranları düşürülmüş yağ, laktoz, glüten gibi besinlerden arındırılmış ürün gruplarını, organik ürünleri, yüksek lifli ve proteinli ürünleri kapsamaktadır.
Bir diğer önemli başlık ise helal besinlerdir. Hızlı bir şekilde büyümesini sürdürmekte olan helal gıda sektörü, küresel düzeyde sadece Müslüman topluluklar tarafından değil aynı zamanda diğer toplumlar arasında da hızla yayılmaktadır. Buna başlıca örnek ülkeler Çin, Amerika Birleşik Devletleri ve Brezilya’dır. Bugün yaklaşık 1,9 milyar olan Müslüman nüfusun, 2030 yılına kadar 2,2 milyara ulaşacağı öngörülmektedir. Küresel helal gıda sektörünün yaklaşık 500 milyar dolarlık bir sektör olduğu günümüzde bu büyüklüğün yüzde 40 artışla 2025’e kadar 700 milyar doları aşacağı öngörülmektedir. Helal gıda gibi “Kosher” ürünler de küresel helal ürünler pazarında önemli bir yer tutmaktadır. Kosher gibi Musevi toplulukların beslenme etiklerine uygun biçimde üretilmiş ürünler yine farklı din ve kültürden birçok insan tarafından tüketilmektedir. Toplulukların dini ve sosyal endişeleri, şirketlerin ürün reçetelerinde değişim yapmasına olanak tanımakta ve ülkeye uygun çözümler geliştirilmesinin önünü açmaktadır.
Helal gıda üretimi, bu alanda potansiyeli yüksek olan Türkiye için önemli fırsatlar sunmaktadır. GİMDES’e göre; dünyada 2 milyar nüfusa sahip İslam dünyasının helal gıda talep potansiyeli 860 milyar dolar olmasına rağmen, bunun ancak %14′ü karşılanabilmektedir. Bu fırsatın değerlendirilmesi adına Türkiye’de 2017 yılında Helal Akreditasyon Kurumu kurulmuştur.
TREND 3: DEMOGRAFİK DEĞİŞİMLER
Dünya nüfusunun yaklaşık %60’ını oluşturan Asya-Pasifik bölgesi küresel işlenmiş tarım ürünleri pazarındaki talepte lider konumdadır. 2050 yılına kadar küresel nüfusun yaklaşık 9,5 milyar civarında olması beklenmektedir. Birleşmiş Milletler istatistiklerine göre önemli bir pazar olan Sahra Altı Afrika ülkelerinin günümüzdeki 1,1 milyar olan nüfusunun 2050 yılına kadar 2,2 milyar insana ulaşacak olması bu pazarların potansiyelini yansıtmaktadır.
Artan küresel GSYH ile kişi başına düşen milli gelirlerde de artış beklenmekte, harcanabilir hane halkı gelirlerindeki olası artışın, hane halkı tüketim sepetindeki ağırlığı gelişmiş ülkeler için dahi yüzde 20’lere ulaşan gıda ürünlerinin tüketimini olumlu yönde etkileyeceği beklenmektedir.
Günümüzdeki %50 oranındaki kentleşme seviyesinin yıllar içerisinde değişeceği ve 2045 yılına gelindiğinde küresel kentleşme oranının ortalama %75 olacağı öngörülmektedir. Oluşacak mega şehirler ile bu bölgelerdeki talebin artması, işlenmiş tarım ürünlerinin arzını önemli ölçüde etkileyecektir.
Türkiye’de nüfus artışının süreceği beklenmektedir. TÜİK tahminlerine göre Türkiye nüfusunun 2025’e kadar %7,2 artış ile 88 milyon kişiye ulaşacağı öngörülmektedir. Öte yandan 2019’da kentleşme oranı bir önceki yıla göre artmış, Türkiye’de her 10 kişiden 9,3’ü bugün il veya ilçelerde merkezlerinde ikamet etmektedir.
Kaynak: https://www.kolayihracat.gov.tr